Kültür Sohbetleri

Zıt anlamı olan kelimeleri bir araya getirdik. Böylece zıt anlamlı kelimeler sözlüğü oluşturduk.  Okulların açılmasına az bir süre kala çocuklarınıza Türkçe derslerinde yardımcı olacağını düşündüm. Her kelimenin zıt anlamlısı olmaz. Var olanlar da her zaman insanın aklına gelmez. Liste biraz uzun. Siz kopyala yapıştır yaparak listeyi Word'e aktarabilirsiniz. Word programının Bul özelliği ile de istediğiniz kelimeye kolayca ulaşabilirsiniz. İşte sizlere zıt anlamlı kelimelerin listesi:  A  (harfi ile başlayan zıt anlamlı kelimeler) abartmak ↔ küçültmek abes ↔ anlamlı, mantıklı abullabut ↔ zarif, nazik abus ↔ güleç acar ↔ güçsüz, beceriksiz acayip ↔ normal, doğal acele ↔ yavaş, ağır acemi ↔ usta acı ↔ tatlı acı ↔ sevinç, neşe acıklı ↔ neşeli acımasız ↔ merhametli acıtmak ↔ hoşnut etmek aç ↔ tok açık ↔ kapalı açık ↔ koyu açıkça ↔ gizlice açıkgöz ↔ saf, aptal açılış ↔ kapanış adi ↔ kaliteli adil ↔ adaletsiz afacan ↔ uslu affetmek ↔ cezalandırmak afiye

Hepimizin hayalini süsleyen bir ev vardır mutlaka. Kimimiz hayalindeki eve kavuşur, kimimiz ise kavuşmak için mücadeleye devam eder. Çünkü kolay değildir ev sahip olmak. Ciddi bir birikim, bunun için de yoğun bir emek gerekir. Kimimiz de sahip olduğu hayallerindeki evi şu ya da bu sebepten dolayı satmak ister. Bugünkü yazımızın konusu da evlenenlerin evlerini satma süreçlerinde dikkat etmesi gereken önemli bir hususla ilgili.  Vergi hayatın bir parçası. Vergi kutsaldır, olmadan devlet köprü, hastane, okul yapamaz. Her vatandaşın ödevidir vergi vermek. Evinizi alırken de satarken de vergi verirsiniz. Yalnız öyle bir vergi var ki özellikle evini satacak olanları yakından ilgilendiriyor. Devlet bu vergiye "Emlak değer artış vergisi" diyor. Şık bir isim olmuş. Ama unutulmamalı ki her şıklığın bir değer var. Dikensiz gül olmaz sonuçta. Bu lüksün de ciddi bedeli olabiliyor. Edebiyatı bırakarak hemen bir örnek vereyim. Evinizi 100000 TL'ye aldınız. Ardından 5 sene dolmadan

Jetta 1.2 TSI otomatik hayallerimin arabası. Bundan tam 2,5 yıl önce karar verdim almaya ve tüm imkanları zorlayıp sonunda kavuştum düşlerimdeki arabaya. Artık arabamla mutlu ve sorunsuz bir hayata yeni bir başlangıç yapabilirdim. Bu edebi girişten sonra biraz da arabanın 2,5 yıl içerisindeki göstermiş olduğu performansa, çıkartmış olduğu sorunlara değinelim. Hyundai Accent Era marka arabamı Jetta için elden çıkardım. Aslından Hyundai'den de memnundum fakat 6 yaşını doldurduğu için daha fazla yıpranmadan satmak istedim. Sonuçta karşılığında hayallerimin otomobiline kavuşacaktım. Kavuşma gerçekleştikten sonra uzun bir süre Jetta 'yı deneme yanılma sürecine dahil ettim. Özellikle bayırlarda, klima açıkken, hava sıcakken ve araba doluykenki performansını test ettim. Performans testlerinde Jetta tam not aldı benden. 1.2 TSI motor harika performans gösterdi. Verdiğim paraya fazlasıyla değdi derken olanlar oldu. Olanlar aynen şöyle oldu: 1. Araba yaklaşık 1-2 aylıkken sürücü kol

"Para insanoğlunun altıncı duyusudur. O altıncı duyu diğer beş duyumuzu keyifle kullanmamızı sağlar" demiştir Richard Ney. Günümüz kapitalist dünyasında para olmadan ne saadet oluyor ne de huzur oluyor ne yazık ki. En yaşamsal ihtiyaçlar bile para olmadan temin edilemiyor. Bu yüzden olsa gerek insanoğlu yüzyıllarca önce icat edilen bu kağıt parçasını elde etmenin  yollarını da sürekli aramaktadır. Bulunan yollardan biri de borsa dır. Şimdiye kadar borsa hakkında birçok şey duyduğunuzdan eminim. Şahsen ben borsada evini, arabasını kaybedip batanın da evler, yatlar, katlar alıp çıkanın da hikayesini işittim. Tabi ki bunlar kulaktan kulağa geçen, doğruluğu kesin olarak kanıtlanamamış hikayeler. Bunların yanında bir de borsayla ilgili somut verilere dayanan araştırma sonuçları da var. Bu yazımda biraz işin bu bilimsel tarafına değinmek istiyorum. Eminim ki hepimizin geleceğe yönelik hayalleri vardır. Bu hayallerin gerçekleşmesi de büyük bir ihtimalle maddiyata dayanıyordur. Ha

Eğitim, ülkenin gelişimi ve ilerlemesi için en önemli unsurdur. Geleceğin yöneticilerini, bilim insanlarını, doktorları, öğretmenleri, mühendisleri ve burada sayamadığımız yüzlerce meslek dalında insanları yetiştirecek, şekillendirecek bir sistemdir eğitim.  Eğitimin iki ana boyutu vardır: kişisel-ahlaksal gelişim ve akademik gelişim. Kişisel gelişim kişinin kendini tanıması, yeterliliklerinin ve zaaflarının farkına varması ve bu doğrultuda kendini yenilemesi olarak düşünülebilir. Ahlaksal gelişim ise ahlaki normlara, bir arada hoşgörü içerisinde yaşama becerisine sahip olma olarak değerlendirilebilir. Akademik gelişim ise temel pozitif bilimlere, bu disiplinlerin ilkelerine hakim olma, bu yönde kendini geliştirme, yetiştirme faaliyetleri olarak düşünülebilir. Eğitimin bu ana iki işlevi olmazsa olmaz niteliktedir. Birini diğerinin yerine koymak, birini diğerine daha çok ya da az tercih etmek insan gelişimi açısından onulmaz zararlara yol açacaktır. Bu yazımızda özellikle eğitimin

Geçen gün internette mesleğimle ilgili yayın araştırması yaparken " Öğretmen Dünyası " isimli bir dergiyle karşılaştım. Okumayı seven, yeniliklere açık bir insan olduğum için derginin son sayısını temin etmek istedim. Dergi abonelik sistemiyle çalışıyor. Abone olmadan dışarıdan da alabilirsiniz fakat satış noktaları fazla değil. Derginin son sayfasında satış yerlerinin listesi var. Yeni bir yayını keşfettiğimde hemen abone olmam. Önce örnek bir sayısını temin eder, inceler ve okunmaya değer bulursam abone olurum. Öğretmen Dünyası dergisini abone olmadan babil.com sitesinden sipariş verdim. Elime biraz geç -2 hafta- ulaştı; fakat beklediğime değdi. Mesleki gelişimime katkı sağlayacak, güncel değişikliklerden beni haberdar edecek, içerisinde kaliteli makalelerin yer aldığı köklü bir dergiyle karşılaştım. Öyle ki  bu yıl derginin 38. yılıymış. Bunca zamandır bu kadar köklü geçmişi olan bir dergiden haberimin olmamasını biraz da dergi yönetimine bağlıyorum; çünkü rek

Milli Eğitim Kalite Çerçevesi Modülü incelendiğinde bakanlığın eğitimin tüm paydaşlarını farklı alanlarda izlemeye ve ölçümlemeye tabi tutacağı anlaşılmaktadır. Yıllık olarak yapılması planlanan bu izleme/değerlendirme sürecinin sonucunda okulların, ilçelerin ve illerin “Kalite Endeksi’nin oluşturulması planlanmaktadır.  Modülde izlemeye ve değerlendirmeye konu olan 14 ana alan ve bunların alt alanları mevcuttur. Oldukça detaylı bir izleme yapılacağı ve bu izleme/değerlendirme çalışması ile eğitimin tüm bileşkeleri üzerinde tam bir şeffaflığın sağlanacağı anlaşılmaktadır. Milli Eğitim Kalite Çerçevesi projesi ile ilgili kişisel önerilerim şu şekildedir:          1.      Kalite modülü ile öğretmenlerin mesleki gelişim seviyelerinden okulların başarı durumlarına; kurumun beşeri altyapısından personelin başarı durumuna kadar oldukça detaylı bir izleme sürecinin gerçekleştirileceği anlaşılmaktadır. Yılsonunda tüm veriler bir araya getirilerek bir anlamda eğitim sistemimizin