Kültür Sohbetleri'nin Küçük Hikayesi
Herkese merhabalar. Kültür Sohbetleri blog sayfamın ilk yazısı olacak bu. Bu
yazı vesilesiyle hem tanışalım hem de 'Kültür Sohbetleri' blog
sayfasının hikayesini anlatayım size. Öncelikle kendimi tanıtayım. Ben bir
devlet okulunda Türkçe Öğretmeni olarak görev yapıyorum. Okumayı çok seven bir
insanım. Türkçe öğretmeni olmamdan belli zaten bu. Küçük yaşlardan beri
okumaya, araştırmaya hevesim var. Bu okuma hevesini öğrencilerime de
aşılamaya çalışıyorum yıllardır. Zaten bizim Türkçe öğretmeni olarak bu en
önemli görevlerimizden biri değil mi!
Okumanın insana çok şey kattığı kesin;
fakat zaman içerisinde sadece okumanın yeterli olmadığını hissetmeye başladım.
Evet, okumaktan, notlar almaktan, kitapların altını çizmekten büyük zevk
alıyorum ama bir şeylerin de eksikliğini hissediyordum. Sadece salt okumak
yeterli gelmiyordu. Bu durumun sebebini düşünürken bir an için "neden tecrübe
ettiklerimi başkalarıyla paylaşmıyorum" diye düşünmeye başladım. Açıkçası
uzun bir yazma serüvenim yok. Fakat denemenin kime zararı olur değil mi? Ben de
denemeye karar verdim. Önce ufak deneme türü, sohbet türü yazılar yazmaya
başladım. Yazdıkça yazasım geldi ve okumaktan aldığım hazzı okuduklarımı ifade
ederken de almaya başladım. Bu yazma işini belirli bir planda ve kalıpta
yapmalıydım. Bu iş içinde en uygun sistemin Blogger olduğuna karar verdim.
Madem okumakla haşır neşirim, e bari bu kitaplardan edindiğim bilgileri
başkalarıyla da paylaşayım, sadece kendime müslüman olmayayım dedim. Sonuç
olarak işte aranızdayım. Blog başlığında da kısaca ifade ettim bu blogun
amacını. Hem okuduğum kitapları yorumlamak hem de beğendiğim bölümleri sizinle
paylaşmak. Böylelikle kültür
sohbetleri ile başkalarına da
faydalı olabilmek.
Yazma konusunda çok fazla deneyimim yok.
Zaman içerisinde kendimi geliştirmeye çalışacağım. O yüzden sürç-i lisan
edersem affola...
Yorumlar
Yorum Gönder